TYSD Genel Merkezi ve 132 Şubemiz
Zor günlerdeyiz;
bir virüs tüm Dünya’yı, insanların sağlığını, yaşamlarını, ülkelerin ekonomilerini, eğitim ve sağlık sistemlerini ne çok zarara uğrattı…
bir virüs ne çok canı aldı yaşamdan,
doktor, sağlık çalışanı, genç, yaşlı demeden.
bir virüs cehalet gibi çöktü dünyaya, üzerimize…
BİR TÜRLÜ BECEREMEDİ #maske #mesafe #hijyeni , BİR TÜRLÜ CİDDİYE ALAMADI İNSANLAR BİR VİRÜSÜ
Oysa;
Doktorlarımızın, sağlık çalışanlarımızın evlerinden, sevdiklerinden ayrı kalışları, emeklerinden, yarınlarından, canlarından oluşları, döktükleri terleri
bu işin ciddiyetini bir türlü anlamayan BİZ’ler için…ONLARA MİNNETTARIZ.
Oysa;
Nazım HİKMET’in dediği gibi, dizelerindeki gibi nerde, ne şartlarda olursan ol hem kendin, hem de başkaları için…
YAŞAMAYI, YAŞAMI CİDDİYE ALACAKSIN, HAYAT YAŞAMAYA, YAŞATMAYA DEĞER…
SAĞLIKLA, GÜZEL YARINLAR İÇİN LÜTFEN DİKKAT
YAŞAMAYA DAİR
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin
insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna
zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından.
Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için, diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak…
Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
YAŞADIM diyebilmen için…
Nazım HİKMET
Diğer Yazılar
TYSD Genel Merkezimizin Teşekkür Kartları
PAZAR sabahına umutla başlayalım istedik. Geçtiğimiz hafta boyunca hem ŞUBELERİMİZ hem BAĞIŞÇILARIMIZ deprem yaralarını sarmak için ellerini uzattılar. Biz de teşekkürlerimizi ifade eden kartlarımızı hazırlıyor ve ulaştırmaya devam ediyoruz. İYİ
TYSD Genel Merkezimizin 72. Olağan Genel Kuruluna Teşriflerinizi Bekleriz
28 Mayıs 2022 Cumartesi günü Ankara Latanya Otel’ de gerçekleştireceğimiz 72. Olağan Genel Kurulumuza teşriflerinizi bekleriz. 23.05.2022
TYSD Genel Merkezimizin Sevgili Öğrencilerimize Tablet Bağışı
50 çocuğumuza ulaştırmayı heyecanla beklediğimiz Lenovo marka tabletlerimiz Genel Merkezimize ulaştı. Tabletlerin bedellerini sağlayan bağışçılarımıza minnettarız. Bir teşekkürümüzde sevgili Mesut’a… Çocuklarımız için tablet almaya karar verdiğimiz andan itibaren; tabletlerin seçimini,